Silikozis

SORU – Silikozisi biz madenci hastalığı olarak tanıdık. Ancak kot taşlama işçilerinde
kısa sürede oluşması ve pek çok genç insanın ölmesine neden olmasıyla gündemimize girdi.
Şimdi de seramik sektöründe çalışan pek çok işçi bu hastalığa yakalandı. Dava açanlar var.
Seramik sektöründe silikozise yakalanmanın nedenleri neler olabilir?

Silis içerikli kumun kullanıldığı her yerde meslek hastalığı görülebilir. Meslek hastalığına yakalanma olasılığını tozun yoğunluğu (madenlerde) ve basınçla püskürtülmesi (kot taşlama, kumlama vs) arttırmaktadır. Ancak iş kazalarında olduğu gibi meslek hastalıklarında da, önlem alınırsa bu felaketlerin önüne geçilebilir. Seramik sanayinde silis kullanılır: ama önlemler alınmışsa, silikozise yakalanma olanağı yoktur.

SORU – Bozüyük’te konuştuğum işçiler özellikle kabinlerdeki basınçlı hava uygulaması ve keçeyle rötuş sırasında toza maruz kaldıklarını belirttiler. İşler böyle yürümek zorunda mı?

Basınçlı hava uygulandığı zaman, zemine çarpan tozlar çok daha küçük boyutlara indirgenerek havaya dağılmaktadır. En küçük toz en tehlikeli olanıdır. Çünkü işçiler tarafından solunduğunda, akciğerin en dip noktalarına kadar (alveol, kesecik) ulaşabilmekte; oradan da akciğer dokusuna gömülerek hastalık yapabilmektedir.

İşler böyle yürümek zorunda değildir. Öncelikle tozun havaya karışmaması için önlem alınmalıdır. Biz buna KAYNAK’ta önlem alma diyoruz. Sözgelimi, kapalı sistem çalışma ya da yerel havalandırma bunu sağlar. İkinci adım, kaynakla işçi arasındaki ORTAM’da önlem almaktır. Etkin genel havalandırmayla bu sağlanabilir. Bütün bunlarla sonuç alamazsanız ya da bunlara ek olarak HEDEF’te önlem alınır. Kişisel koruyucular bunun en bilinenidir. Ama son çaredir. Çünkü tek tek bütün işçileri korumak zordur; en ufak ihmal bütün çabaları boşa çıkarır.

SORU-  Bir de mesela Vitra’da çalışan işçiler fabrikada çevrecilik nedeniyle tozun bacadan havalandırma yerine, zemine yerleştirilen pervanelerle teknelerde biriktirilmesine geçildikten sonra ortamdaki tozun arttığını söylemişlerdi. Bu mümkün müdür?

Eğer tozun biriktirildiği teknelerin ağzı açıksa ya da sızıntı varsa toz ortamdan atılmamış, geri getirilmiş olur. Bunu anlamak kolaydır. Çünkü yasalarımız, işvereni toz ölçümü yapmakla yükümlü kılmış; ortamda bulunacak toz için de sınır değer getirmiştir. İşverenin
yukarıdaki iddianın tersini kanıtlaması gerekir.

SORU – Seramik sektöründe silikozisin yaşanmaması, güvenli ve sağlıklı bir işyeri için alınması gereken en önemli tedbirler nelerdir?

Herşeyden önce yukarıda sıraladığımız kaynakta-ortamda-hedefte sıralaması ile ayrıntılı önlemler alınmalıdır.

6331 sayılı İş Sağlığı Güvenliği Yasası, işyerlerinde iş kazalarının ve meslek hastalıklarının yaşanmaması için, her işyerinde iş sağlığı ve güvenliği örgütü kurulmasını öngörmüştür. Bu örgütün her bir elemanı birbirinden değerlidir.

İş güvenliği uzmanı, hem işçilerin ve hem de işverenlerin katkısı ile işyerindeki “risk”leri tanımlayacaktır. Yasa buna risk analizi diyor. İncelediğimiz örnekte “silikozise yakalanma olasılığı” riski oluşturur. Risk analizinde varolan durum ile bunu önlemek için yapılması gerekenler yazılır. Eğer o işyerinde bir meslek hastalığı görülürse, bu görev eksik yapılmış demektir. Bu da yasaya aykırıdır.

Yine iş güvenliği uzmanı gözetiminde, uzman laboratuvar ve kuruluşlarca, gaz ve toz ölçümleri yapılarak, işyerinin havalandırması değerlendirilir. Bu yapılmıyorsa yine yasa
çiğneniyor demektir.

İşyeri hekimi, çok tehlikeli sınıfta yer alan işçileri yılda bir kez genel sağlık muayenesinden geçirmek zorundadır. Bu muayenenin, toz yönünden akciğer filmi ve akciğer fonksiyon testleri ile desteklenmesi gerekir. Böylece henüz silikoz hastalığının ilk belirtileri ortaya çıktığında, işyeri doktoru bunu saptayabilir ve tüm yetkilileri önlemlerin yetersizliği konusunda uyarır. Birden bire hasta olunamayacağına göre, bir işyerinde silikozis hastalığı görülürse “işçinin sağlık gözetimi” yapılmamış demektir. Bu da yasaya aykırıdır.

Meslek hastalığı, genellikle, yasanın bir kez çiğnenmesi ile değil, bir çok kez çiğnenmesi ile ortaya çıkar. Yani göz göre göre gelir. Ama bunu görecek GÖZ gerek.