Önlem Dergisi İçin Söyleşi
Sayın Fişek, bize Fişek Enstitüsü’nün amaçlarından kısaca bahsedebilir misiniz?
YANIT : Fişek Enstitüsü, bir hükumet dışı kuruluştur. 27 yıl içerisinde “cansuyu” olarak nitelenebilecek bazı katkılar dışında, kendi yağı ile kavrulmuş; yürüttüğü sağlık-sosyal çalışmalarla finansmanını sağlamıştır. Amacı, çalışma yaşamında eşitsiz konumda olan kümelere destek olmak, onların da yaşamın nimetlerinden daha çok pay alabilmesi, insanca yaşayabilmesi için modeller ve öneriler geliştirmektir. Biz hem bir düşünce kuruluşuyuz; hem de düşündüklerini, olanakları ölçüsünde uygulamaya aktarıp, ders çıkaran bir kuruluşuz.
Enstitü’nün kuruluşundan ve ne tür çalışma ve projeler üzerine yoğunlaşıyorsunuz?
YANIT : Fişek Enstitüsü, 1982 yılında, Ankara’da başlatılan hazırlık çalışmalarından sonra 1986 yılında bu adı almıştır. Başlangıçta, küçük işyerlerinde işçi sağlığı iş güvenliği (İSİG) alanında çalışmalar yürütmek ve onların bir işyeri ortak sağlık birimi çevresinde örgütlenmesi hedeflenmiştir. 1986 yılına gelindiğinde bu ortak sağlık biriminden hizmet alan küçük işyeri sayısı 161 olmuştu. 2008 sonunda ise, bu sayı 665’dir.1984 yılından başlayarak çalışmalara “çocuk emeği” bakış açısı eklenmiştir. Bu tarihte Türkiye’de çocuk emeği üzerine geniş kapsamlı ilk çalışma olana “Çalışan Çocukların Mediko Sosyal Sorunları” araştırması ve Dünya Sağlık Örgütü için hazırlanan (hem tarımda hem de inşaatta çalışan çocukları konu alan) “Çalışan Çocuk ve İş” araştırması yapılmıştır. Bu verilerden ve deneyimlerden yararlanılarak, çalışan çocuklar için kısa ve uzun erimli politika önerileri ortaya konulmuştur.
Böylece işçi sağlığı iş güvenliği (İSİG) ve çocuk emeği konuları içiçe geçmiştir. Fişek Modeli olarak nitelenen bu yaklaşımla, 1992’de Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO/IPEC) desteği alınmış; 1996’da Birleşmiş Milletler İnsan Yerleşimleri Konferansı’nda “En İyi Uygulamalar Sergisi”ne seçilinmiş; aynı yıl T.C. Cumhurbaşkanlığı Takdir Belgesi alınmıştır.
Yine bu dönemde, çalışmalara iş güvenliği boyutu eklenmiştir. 1995’te, Ankara-Ostim’de, 126 işyeri üzerinde yapılan çalışma ortamı değerlendirmesiyle ilgili en kapsamlı ve somut veriler ortaya konulmuştur. Bunun ardından, özellikle ortak sağlık biriminde yer alan küçük işyerlerine yönelik, işçi sağlığı iş güvenliği (İSİG) eğitimleri , danışmanlık, ölçüm çalışmaları başlatılmıştır.
1992 yılından başlayarak küçük işyerlerindeki hizmetler, Sanayide Sağlık Merkezlerine ek olarak Yürüyen Kliniklerle yürütülmeye başlanmıştır. Giderek Yürüyen Röntgen, Yürüyen e-Röntgen (dijital film çekiyor), Yürüyen Odyometri ve Spirometri ile zenginleştirilmiştir.
1992 yılında yayın yaşamına başlayan Çalışma Ortamı dergisi, hem kuramsal ve hem de uygulamalı çalışmaların aynası olmuştur. Çalışma ortamı dergisi, 2008 Eylül’ünde 100.sayısını çıkararak ülkemizde en uzun soluklu işçi sağlığı iş güvenliği (İSİG) dergisi olma ünvanını korumuştur. Tüm sayılarına internet ortamında ulaşılabilmektedir (isguvenligi.net).
1997 yılında Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Merkezi Vakfı’nın kurulmasıyla, çocuk emeği çalışmaları Vakıf bünyesinde geliştirilme olanağı bulmuştur. Çalışan çocukların yıllık ücretli izin olanaklarını ele alan “yaz kampı” uygulamasını; kız çocuklarını eğitimde tutup, çalışma yaşamından uzaklaştıracak “genç kız evi” çalışmasını; bu alanda araştırma yapmak isteyenlere yönelik “çocuk emeği kaynakçası”nı, “Prof.Dr.Nusret H.Fişek Kütüphanesi” ile “dünya çocuk emeği coğrafya atlası”nı Vakıf çatısında yapılan çalışmalar arasında sayılabilir. Bir başka yankı yapan çalışmamız, 7 yıldır sürdürmekte olduğumuz “Çalışan Çocuk Fotoğraf Yarışmaları” ve yayınlanan albümleridir. Bunlar uluslararası planda da yankı yapmış çalışmalardır. En son çalışmamız Basında Çocuk Emeği (1979-2008) de web sayfasına konulmak üzeredir.
1999 yılından beri internet üzerinden ziyaret edilebilecek web sayfalarımızla elde ettiğimiz tüm birikimleri ilgilenenlerle paylaşmaya çalıştık. Ziyaretçi sayılarının günde 2000’e ulaştığı bu sitelere, yurtdışından giren ziyaretçi oranı %24-34 arasında değişmektedir.
Bunların yanında 2001’den beri çalışmalarını sürdüren sosyal politika çalışma grubu, ilgilendiğimiz konulara daha geniş bir çerçeve getiren yaklaşımları ile Enstitü’nün geleceğini kurmaktadırlar.
İş kazaları ve meslek hastalıklarının büyük çoğunluğunun, küçük işletmelerde gerçekleştiği biliniyor. Sizce bu işletmelerin sorunları ve sorunların çözümleri neler olabilir?
YANIT : Saptamanız çok doğru. SSK istatistiklerine göre, iş kazalarının 2/3’ü küçük işyerlerinde görülüyor. Kayıt dışı sektörü kapsasaydı herhalde bu tablo daha da vahim olarak görülecekti. Ama acaba sorun, küçük işyerlerinden mi, onu taşeron, fason, parçabaşı vb. adlarla, bu konumda çalışmak zorunda bırakan büyük şirketlerden mi kaynaklanıyor. O halde tek tek ağaçlarla uğraşmak yerine “üretim zinciri”ne bakmak gerekiyor. Bu anlamda, kalite çalışmaları, Çalışma Sosyal Güvenlik Bakanlığı (ÇSGB) iş denetiminden daha ileride. Olaya kalite-rekabet açısından bakanlar, iş hukuku ilkeleri açısından bakanlardan daha avantajlı.Küçük işyerlerinin bu alandaki sorunlarını aşabilmesinin tek yolu, ortaklaşa çözümlerdir. İş Yasası’na göre, ortak sağlık güvenlik birimleri ve öncü uygulamaları Fişek Enstitüsü tarafından yapılan “Küçük İşyerleri Ortak İş Sağlığı Güvenliği Kurulları”, bu konuda duyarlılığı geliştirip, hizmet kolaylıkları sunarak, çözüme yardımcı olabilirler. Bu hizmetlere zorunluluk getiren ve kritik sınır olan 50 işçi rakamının aşağı çekilmesi yönündeki ÇSGB girişimi yerindedir; ama öncelikle gönüllülük temelindeki çalışmalar desteklenmeli ve özendirilmelidir. Biz Fişek Enstitüsü olarak bunun olabilirliğini ve sürdürülebilirliğini kanıtladık.
Kamuoyu sizi çocuklara yönelik yaptığınız çalışmalarla da tanıyor. Enstitü bünyesinde çocuk emeği konusunda çalışan bir de vakıf var. Çocuk emeği ve çocuk konusunda ülkedeki durum nedir?
YANIT : Kamuoyu homojen bir kavram değil. Fişek Enstitüsü’nü, İSİG’de öncü çalışmalarıyla tanıyan bir kamuoyu kesimi var. Beyingöçü ve bilişim üzere çalışmalarıyla tanıyan bir kamuoyu kesimi var. Sosyal politika ve sosyal hekimlik alanındaki çalışmalarıyla tanınmışlığını da unutmamak gerek.Ama haklısınız, çalışan çocuklarla ilgili çalışmalarıyla hem ulusal ve hem de uluslararası düzeyde bir yerimiz var. Bunun en önemli kanıtı web sayfamıza yapılan ziyaretlerdir. Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Merkezi Vakfı, sanayide çalışan çocukları kendisine eksen olarak alan ülkemizdeki tek hükumet dışı kuruluştur.Ülkemizdeki duruma gelince, bu konuda Türkiye İstatistik Kurumu’nun 1994,1999 ve 2004 yıllarında yaptığı üç “Çalışan Çocuk İşgücü Anketi” var. Bu ülkemizde, tam zamanlı çocuk işçiliğin giderek azaldığını ortaya koyuyor. Bunun içerisinde, bunca yıldır bir çok kuruluş tarafından yürütülen çalışmalar kadar, zorunlu öğrenimin, beş yıldan sekiz yıla çıkarılmış olmasının da payı büyüktür. ILO’nun kabul ettiği, “çocuk işçiliğin en kötü biçimleri” tanımlamasına bakarsak, ülkemizde bu kapsamda değerlendirilebilecek olgular varsa da, istenirse, aşılabilecek kadar avantajlı bir konumdayız. Ama bunun için başta sosyal politikalar olmak üzere, eğitim ve istihdam konularının da yeni baştan ve katılımcı bir yaklaşımla ele alınması gerekmektedir.
Türkiye’de İSG alanında kaynak bulmak ciddi bir sıkıntı ve kütüphane çalışmanızla bu boşluğu doldurmaya çalışıyorsunuz. Okurlarımız kütüphane hizmetlerinden nasıl yararlanabilirler ve bu konuda sıkıntılarınız varsa öğrenmek isteriz.
YANIT : Ülkemizdeki tek İSİG kütüphanesinden söz ediyoruz. Okurlamız, www.fisek.org.tr ‘den kütüphaneye geçebilirler. Yazar ya da kitap adından tarama yaptıklarında, istedikleri kitapların içerikleri de karşılarına çıkacaktır. Eğer fotokopi almak istedikleri bölümler olursa, Vakfımıza kitabın Demirbaş No.su ile birlikte ulaşıp istediklerini iletmelidirler. En kısa zamanda fotokopisi adreslerine gönderilecektir. Sıkıntılar elbette olacaktır. Bu konudaki masrafların kullanıcılar tarafından ödenmesinden, yeni kitapların edinilebilmesi için parasal kaynak sıkıntılarına kadar bir çoğunu sayabiliriz. Ama olanaklar ölçüsünde çalışmalar yürüyor
Sizce İSG alanının geleceği nasıl şekillenecek, var olan durumdan daha olumlu bir noktaya doğru bir gidişattan bahsedilebilir mi?
YANIT : İşçi sağlığı iş güvenliği alanının birlikte şekilleyeceğiz. Bu konu, yalnızca bir bakanlığa, ya da yalnızca devlet bürokrasisine bırakılabilecek kadar sığ (yalınkat) bir konu değildir. Bir çok boyutu ve bir çok tarafı vardır. Bunun için, 1978,2001 ve 2007’de üç kez “idari ve mali yönden özerk bir kurum”un oluşturulması ve tüm tarafların çözüm ortağı olması, önerilmiştir. Bu çabalar, bugün için sonuçsuz kalsa da, geleceğin bu çizgide inşa edileceğini düşünüyorum.