Yoksulluk ve Yoksunluk : Çalışan Çocuklar
Yoksulluk ve yoksunluk sarmalından, çocuklara baktığımız zaman, nasıl çalışmadan durabileceklerini anlamak zorlaşmaktadır. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) İnsani Gelişme Raporu’nda bu iki kavram üzerinde de durarak, ölçek geliştirmiştir. Bu ölçekler, bir yandan bize konunun kuramsal çerçevesini verirken; öte yandan da dünya ülkelerinin bu konudaki eğilimlerini de ortaya koymaktadır. Bu ölçeklerde de görüldüğü gibi, insan sayılmanın üç temel koşulu var : Sağlığa, eğitime ve gelire erişmek. Bunlardan yoksun bırakıldığın zaman, çağdaş bir dünyada, insana değer verilen bir düzende ve “insan onuruna uygun” bir biçimde yaşam sürmüyorsun demektir. İnsanların bu çağ-dışılığa tepkisi çeşitli düzeylerde olabilmektedir. Eğer yeterli bilinç düzeyine erişmişse, örgütlü bir mücadelenin içerisinde, bizim grupçu çözüm dediğimiz yollara başvurarak hakkını aramaktadır. Çoklukla da bunun tam tersine bireyci çözüme başvurmakta, erken yaşta çocuğunu çalıştırarak onun bireysel kurtuluşunu hazırlamaya çalışmaktadır.
Çocuk için bireysel kurtuluş yani erken yaşta çalışma yaşamına atılmak bir çözüm müdür? Bugün çocukluğunda kardeşleriyle birlikte zor günler geçirmiş, ağır koşullarda çıraklık yapmış; bugünse 200 işçi çalıştıran bir fabrikanın ortağı olan kişi şöyle diyor : “Ah o zalim yıllar… Onlar olmasaydı, ben bugün hala köyde davar arkasında çobanlık yapıyordum.”
Çocukluğunda çıraklık yapmış bir başka yetişkin, bugün işçi olarak çalıştığı tezgahına dayanarak, gözünü uzaklara dikiyor : “O gün çırak olmaktan başka seçeneğim yoktu ki.. Ama bugün çocuğumu okutmak için tüm gücümü ortaya koyuyorum”.
İşte burada, tam da bu noktada, “toplumsal gereksinmeler” ile “insan hakları”nın çatıştığı bir yol ayırımına varıyoruz:
- Çocukların çalışma yaşamına erken yaşta katılmaları insan haklarına aykırıdır.
- Çocukların erken yaşta çalışmaya başlamalarına
toplumsal gereksinmeler yol açmaktadır. Bu olgunun, önüne geçilebilmesi için de bu toplumsal gereksinmelerin ortadan kaldırılması gerekir
Bunlardan hangisini seçeceğiz? Nasıl dengeleyeceğiz? Ne yapacağız?
Çağrımız topluma… “Herkese ücretsiz sağlık, herkese ücretsiz eğitim, herkese insanca yaşayabileceği bir gelir düzeyi” diyen bir sosyal devlet istiyoruz. Bu sağlanmadığı sürece yoksulluk-yoksunluk sarmalını konuşmayı sürdürürüz. Bizim bunu konuştuğumuz yıllar içerisinde de, çocuklarımız, tarlalarda atölyelerde ya da sokaklarda, insan onuruna yakışmayan yaşantılarını sürdürürler.
21.Ulusal Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Kongresi (25-28 Nisan 2011, Antalya) “