Yine Toplumcu Belediye Ve Yeni İnsan

Bir hayalim var . 12 Eylül 1980 gecesi saat 11.00’de gözümü kapamış ve uykuya dalmışım. Yeni bir sabaha gözlerimi açmışım. Ne darbe var. Ne de insanı ezip tüketen tsunami dalgaları.

Bu bir türlü gerçekleşmedi. Onun için de o günden bu güne insan dokumuzda büyük değişimler ortaya çıktı. Politika değişti. Belediyecilik değişti.

Şimdi yeni bir belediyecilik anlayışına ve onu kuracak onu yaşayacak yeni bir insana gereksinmemiz var. Bunun için önce aradan geçen 33 yıl insandan ne götürdü, onu görmek gerek.
Götürdükleri :

  1. Bir korku toplumu yaratıldı.
  2. Üretim küçümsendi, tüketim yüceltildi.
  3. Okur yazarlık kalktı.
  4. Hak arama yolları tıkandı ve örgütsüzlük sağlandı.
  5. İş alanları hep yandaşların hizmetine sunuldu.
  6. Sosyal yardımlar (daha doğrusu nakit para transferi) yoluyla, insanlar, elindekiyle yetinip, daha iyi daha güzeli aramaktan alıkondu.

İşte yeni bir belediyecilik anlayışı getirilmelidir derken, belediyelerden, yeni insanın yaratılmasında “öğretmen” rolünü üstlenmeleri ve insanların bu öğrendiklerini uygulayabilmeleri için uygun bir “ortam” yaratmaları gerektiğini düşünüyorum.

Soyut düşüncede “toplumcu” olabilirsiniz; önemli olan “genel”i “yerel”e indirmektir. Diğer bir deyişle, politikalarınızı insan odaklı olarak kurgulamanızdır.

Cumhuriyet’in kurucu kuşağı, varlığının ancak dinamik ve haklarına sahip çıkan “yeni kuşak”lar ile güvence altına alınabileceğini düşünüyordu; bütün çabası buna yönelikti. Bunda haksız olmadığı da 1960, 1968, 1978 ve 2013’teki gençlik hareketlerinde görüldü.

Toplumcu Belediye kavramını irdelerken öncelikle Cumhuriyet’in kurucu kuşağının “yurttaş” olgusuna nasıl baktığını anlamamız gerekir. Bu konuda en seçkin kaynak, Mustafa Kemal Atatürk’ün yazımına yoğun olarak katıldığı, Afet İnan imzasını taşıyan “Vatandaş İçin Medeni Bilgiler (1930)” kitabının içeriğine gözatmamız gerekmekte… Kitabın bölümlerini konularına göre aşağıdaki tabloda görebilirsiniz :

Yurttaşlık Bilgisi’nin İçeriği
(Kaynak : “Vatandaş İçin Medeni Bilgiler”)

CUMHURİYET VE ANAYASA

ULUS – ULUSALLIK ÖZGÜRLÜK HAK ARAMA VE ÖRGÜTLENME DEMOKRASİ İŞ
  • Ulus
  • Ulusallaşma İlkesi
  • Başka Ulusların Ortaya Çıkışı
  • Ulusun Genel Tanımı
  • Turk Ulusçuluğu
  • Egemenlik
  • Toplumsal Özgürlük
  • Özgürlüğün Çeşitleri
  • Eğitim Öğretim Özgürlüğü
  • Özgürlüğün Korunması ve Yaptırımları
  • Özgürlük
  • Özgürlüğün Tarihsel Gelişimi
  • Bireysel Özgürlük
  • Kamuoyu
  • Kamuoyunun Kendi Kendine Örgütlenmesi
  • Dernek Kurma
  • Haber Verme ve Şikayet Hakkı
  • Bireysel Hak ve Siyasal Hak
  • Dayanışma
  • İlkenin İçeriği
  • İlkenin Tarihsel Gelişimi
  • İlkenin Belirgin Nitelikleri
  • Demokrasiye Karşı Olan Çağdaş Akımlar
  • İş bölümü
  • Çalışma ve Meslek
  • Meslek Nasıl Seçilir ve Nasıl Gerçekleştirilir
Ve “Devlet, Devlet Biçimleri, Devletin Yurttaşlara Karşı Ödevleri” ile “Yurttaşların Devlete Karşı Ödevleri” …

Bu değerli kılavuzun
“Nasıl iyi bir yurttaş olunur?”
sorusuna yanıtı şu : Örgütlenerek.

“Nasıl toplumcu bir belediye olunur?”
sorusuna bizim yanıtımız şu: Yurttaşlarının ülkülerine erişmelerine yardımcı olarak.

Yurttaşların ülküsü nedir?

  • Bağımsızlık
  • Özgürlük
  • Demokrasi
  • Hak arama ve örgütlenme
  • İş

Toplumcu Belediye’nin görevi, yurttaşların yukarıdaki ülkülerini gerçekleştirmelerine yardımcı olarak, onların iyi ve mutlu yaşamalarını sağlamaktır. Bu ülküye ulaşmanın yollarını tartışalım :

BAĞIMSIZLIK :

Burada bağnazlıktan söz etmiyoruz. Osman Bolulu’nun dediği gibi, “bir ayağı ulusalda, bir ayağı evrensel”de bir bağımsızlık anlayışından söz ediyoruz. Belediyelerin “küreselleşme”ye boyun eğmemesi gerekir. “Suyun özelleştirilmesi” olgusunda olduğu gibi, yurttaşların yaşamaları için vazgeçilmez olan suyu, uluslararası tekellere teslim etmemelidir. “Kullanan Öder” ilkesinin, yaşamsal önemi olan böyle bir konuda da uygulanması, ancak “bağımlılık” ile açıklanabilir. Bir başka bağımlılık çeşidi olarak, işsizliğin azdırıcı politikalar izlerken, “sosyal yardımlar”a yurttaşlara muhtaç duruma düşürme; yardım karşılığı davranışlarını yönlendirmeyi gösterebiliriz.

ÖZGÜRLÜK :

Bireysel ve toplumsal özgürlüğün temellerinden biri, “eğitim öğretim özgürlüğü”dür. Cumhuriyetin kurucu kuşağı, bunu sağlamak için şu adımları öncelikle atmıştı :

  • Eğitim öğretim birliği
  • Laik eğitim
  • Harf devrimi
  • İlkokuldan üniversiteye güçlü bir eğitim
  • Köy Enstitüleri.

Bütün bunları yaparken öğrencilerin yaşama ve çalışma koşullarına büyük önem verdi. Bir yandan en iyi öğretmenlerden ders almalarını sağlarken, bir yandan da barınma, beslenme ve çalışma ortamlarını geliştirmeye çalıştı. O halde toplumcu belediyelerin birinci görevi, gençlik evleri kurarak, öğrencilerin yaşam koşullarını kolaylaştırmaktır. Bunu yalnızca evlerinden uzak yaşayan gençler için değil, gecekondu mahallelerinde, yetersiz konut olanakları dolayısıyla sıkıntı içinde olan gençler için de gerçekleştirmelidir.

HAK ARAMA VE ÖRGÜTLENME HAKKI :

Bilgi ile zenginleşmiş bağımsız bireylerin, paylaştıkları değerleri ve daha güzel bir dünya düşlerini gerçekleştirebilmek için, dayanışma içinde olmalıdırlar. “Kamuoyunun Kendi Kendine Örgütlenmesi”, “Dernek Kurma” yoluyla güçlerini birleştirmeli ve seslerini duyurmalıdırlar. Toplumcu belediyeler , hakların ve isteklerin dile getirilmesinde zemin oluşturmalı destek olmalıdır. Açık ve kapalı alanlar sunmalıdır. Sokaklar, parklar, meydanlar ifade özgürlüğüne kucak açmalıdır. Muhtarlıkları, yurttaşların örgütlenip kendilerini yönetmeleri için araç olarak kullandırmalıdır.

DEMOKRASİ

Kendisi de bir demokrasi ürünü olan belediyeler, yurttaşları önce “yurttaşlık haklarını” öğrenmeleri sonra kullanmaları için çaba göstermelidir. Katılımcı bir yönetim anlayışı içinde, şeffaf, sorgulanabilir ve yenilenebilir yönetim yapıları oluşturmalıdırlar. Hem yurttaşların ve hem de belediye çalışanlarının, örgüt içi demokrasinin nimetlerini tatmalarını sağlamalıdır. Küçük yaştan başlayarak, yerel insiyatifler oluşturulması, bunların katılımcısı ve sözcüsü olunmasını özendirmelidir.

İŞ

Bir yanıyla gelir, bir yanıyla sosyalleşme aracı olan istihdam, yurttaşların en az
önce saydığımız dört ülkü kadar önemli gereksinmesidir. Küreselleşmenin “insansızlaştırma”ya çalıştığı üretim süreçlerini, tersine, “insan odaklı” bir çerçeveye oturtmak için belediyelerin elinde bir sürü araçlar vardır. Türkiye’de darbeler öncesi elinde olan nice araçları geri kazanmak da içinde olmak üzere tüm gücüyle “tam istihdam” hedefine ulaşmak için mücadele etmelidirler.

Bu beş önemli ülküden hiç birini bir diğerinin önüne koymadan, hepsinin birbirinin vazgeçilmezi olduğu bilincinden “toplumu kucaklayan” bir belediyecilik anlayışı yeniden sunulmalıdır. “Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti”nin tek güvencesi bilinçli yurttaşlardır.

İlk Yayın : Toplumcu Belediyecilik Forumu, 11 Mayıs 2013 ODTÜ Vişnelik Tesisleri, YAYED