Takke Düştü …

Takke düştü, kel göründü” sözü, bir şeylerin örtbas edilmesi için yapılanların, sonuç vermemesi ve “gizlenen”in farkedilmesini anlatır. AKP iktidarında, bu takke o kadar çok düştü ki… Ama bunu yapanlar, eğilip o takkeyi yerden almaktan bıkmadı.

İktidarın söz ve eylemlerindeki tutarsızlığın son örneği, kamu kesimindeki taşeron işçilerinin kadroya alınması “sözü”dür. “Kadroya alınacaksınız” dendiğinde, taşeron işçisi için memur güvencesine kavuşma ve emekli olana kadar iş, ekmek garantisi anlamına geliyor. Ama iktidar aynı şeyi kastetmiyormuş.

Her şeyden önce seçmece bir yaklaşım var.

Seçilecekleri anlamak için önce taşeron işçilerinin profiline bakmak gerekir :

1) Kayıtlı çalışanlar

a) Düşük ücretle çalışmaya razı olanlar

  • Eğitim düzeyi düşük olanlar

  • Meslek eğitimi olmayanlar

b) Emekliler

c) Nitelikli olanlar

2) Kayıt dışı çalıştırılanlar

a) Aldığı sosyal yardım kesilmesin diye …

b) İşverence kayıt dışı çalışmaya

zorlananlar

c) Kara listeye alınmış olanlar

d) Başka seçeneği olmayan göçmenler

Hükümet kanadından gelen açıklamalar, taşeron işçiler arasında “seçmece” yapılacağını ve yapılanın bir “Engelli Koşu”ya dönüşeceğini göstermektedir. Engelli Koşu’nun 1.Engeli, “Memuriyete Giriş Sınavı”dır. Bunun KPSS olup olmadığı açıklanmadı… Kaldı ki, AKP döneminde sınavların kötü bir sicili var; bir çok kez soruların dışarı sızdırıldığı ya da gözetmenlerin yardımcı olduğu kanıtlandı. Kaldı ki, eğitim düzeyi düşük olanlar ile mesleki eğitimi olmayanların, sınavlarda zorluk çekecekleri açık. Sınav konusunda, kamu kurumları arasında esneklik tanındığı için, isteyen sözlü, isteyen yazılı, isteyen ÖSYM aracılığıyla sınav yapabilecek. Ölçütler tamamen keyfi.

2.Engel’e, bu sınava giremeyecek olanlar takılmaktadır. Emekliler ve kayıt dışı çalışanlar için de, kadroya geçme hayali sonuçsuz kalmaktadır. Böylece emekliler, özel kesim taşeronları için çalışmak zorunda kalacaklardır. Bu kesim taşeronlarının, kamudaki koşulları işçilerine sağlamadıkları ise bilinen bir gerçektir.

3.Engel, taşeron işçilerinin çalışma süreleri ile ilgilidir. 12 ay boyunca tam zamanlı olarak çalışmış olmaları zorunlu. Geçici çalışmalar yapanlar bu olanaktan yararlanamayacak.

4.Engel, kadroya alınmanın “sözleşmeli” bir statüde olduğu ve üç yıl süreyle yapılacak olmasıdır. Böylece, bütün engelleri aşarak kadroya girme olanağı bulan taşeron işçilerinin, başının üzerinde “Demokles’in kılıcı” sallanacak ve her an yeni sözleşmesinin yapılmaması korkusunu taşıyacaktır. Ayrıca “memur güvencesi” bulunmayacak; 4/a diye adlandırılan eski SSK işçilerinin haklarına sahip olacaklar. Ancak yıllardır kendilerinin örgütlenmesi için mücadele eden işçi sendikalarına değil, memur sendikalarına üye olabileceklerdir. Bir de “otomatik” kabul sözkonusu değildir. Açılacak kadro konusunda, ilgili kurum, Maliye Bakanlığı ve Devlet Personel Başkanlığı ortaklaşa karar verecektir.

5.Engel: Taşeron tarafında SGK cetvelinde gösterilen ücreti üzerinden maaş almaya Ağustos 2017’ye kadar devam edecek. Bu ücret, büyük olasılıkla asgari ücret olacak. Belki de fiilen aldığı ücretin altında olan bu ücret ile Ağustos 2017’de memur sendikalarıyla yapılan sözleşmedeki artışlara kadar çalışmak zorunda kalacak.

6.Engel: Güvenlik soruşturmasından geçmeleri ve hizmetin özelliğine göre aranan koşullara uygun olmaları gerekmektedir. Bu koşullara uymayanlar, kamu kesiminde taşeron uygulaması kaldırıldığı için, varolan işlerinden de olacaklar.

Bir de, kamu kesiminde taşeron işçisi olarak çalışırken elde ettiği kazanımlarından vazgeçmeleri söz konusu olmaktadır. Bunların başında “kıdem tazminatı” gelmektedir. Hak talebi ile açılmış davaları olanlardan da, bu davalarından vazgeçmeleri önkoşul sayılmaktadır.

Son olarak, hükümet tarafından yapılan açıklamalarda 15 gün içinde yasal düzenlemenin tamamlanacağı “söz”ü verilirken; aradan 1,5 ay geçmiş olmasına karşın, “eylem”e ilişkin hiç bir belirti bulunmamaktadır.

Bütün bu “engelli koşu”, ilk söylenen ve “müjde” olarak nitelenen “söz”ün, “eylem”le uyumlu olmadığını ortaya koymaktadır. Ne yazık ki, hedef de doyurucu ve taşeron işçileri için mutluluk verici değildir.

Yazık …

Bu insanların umutları ile oynamayın. Onlar, evlerine “pasta” değil, “ekmek” götürmeye çalışıyor.

KAYNAKLAR :

  • Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın 23 Mart 2016’da NTV kanalında verdiği röportaj.

  • Erkan Aydoğanoğlu : Taşeron işçiye kadro yalanı, www.mulkiye.haber.net 24 Mart 2016.

  • Mustafa Çakır : Bunun nesi kadro ? Cumhuriyet Gazetesi 24 Mart 2016 s.8