KOBİ’lerde Kalite Yönetimi
KALİTE |
“Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Merkezi Vakfı ile OSTİM Sanayici ve iş Adamları
Derneği (OSİAD) tarafından 8 Kasım 1997 Cumartesi günü “KOBİ’LERDE KALİTE YÖNETİMİ” konulu bir
Panel düzenlendi.
Panelin Oturum Yöneticiliği’ni Fişek Enstitüsü Vakfı Yöneticisi ve Ankara Üniversitesi SBF Öğretim Üyesi Doç. Dr. A. Gürhan Fişek’in yaptığı Panele konuşmacı olarak H.Ü. Eczacılık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Üstel, Kalite Uzmanı Aykut Kazancı, Fişek Enstitüsü iş Güvenliği Proje Yöneticisi Fiz.Y. Müh. Haluk Orhun ve TÜBİTAK Teknoloji İzleme ve Değerlendirme Başkan Yardımcısı End. Müh. Müfit Akyos katıldı.
Panel OSİAD Başkanı Mehmet Akyürek’in konuşması ile açıldı.
Panel’de konuşmacıların yaptıkları açıklamaların geniş bir özetini Çalışma Ortamı
okurlarına sunuyoruz.”
GÜNE VURULAN DAMGA
Her dönemin “güne damgasını vuran” kavramları vardır. “Kalite” de günümüzde, dillerden düşürülmeyen bir kavram…
Birileri bir köşede düşünüyor ve gündemimizi belirliyor. Acaba bu kavram, “birilerinin ekmeğine yağ mı sürüyor?” Bu başka bir tartışma konusu.
Ama tartışılmayacak olan şu: Nasıl 17.Yüzyıl giysileri ile gezemiyorsak, “kalite”siz de kalamayız.
O zaman, “güne damgasını vuran” bu kavramı, anlamaya ve kendimiz için kullanmaya çalışmalıyız; yeni bir “model” yaratmalıyız.
Bu “panel”de, kendi alanlarında yetkin olan konuşmacıların yardımıyla, küçük ve orta ölçekli işletmelerimizde “kalite”yi nasıl yakalayacağımızı tartışacağız.
Küçük ve orta ölçekli işletmeler, sahiplerine bu alanda belirli zorluklar getiriyor. Bu zorlukların başında, kendisinin bilgi ve uzmana erişim zorluğu var. Yetkin eleman istihdam etmede olanaksızlık var. Belirli alışkanlıklarla yetişmiş emektar işçilerini yeni şartlara uydurabilme güçlükleri var.
Bütün bunları aşabilmesinin yolu, biraraya gelmekten dayanışma içine girmekten geçiyor.
Belki de “KOBİ’lere özgü bir model yaratabilmenin anahtarı, ortaklaşa hizmet programları oluşturmaktan geçiyor.
Bakalım kafamızdaki sorulan aydınlatmada, değerli konuşmacılar bize ne denli yardımcı olacak?
A. Gürhan Fişek
KOBİ’LERDE KALİTE YÖNETİMİ
Kalite, özünde, rekabet şansıdır. Kalite kavramına yaklaşım, yirminci yüzyılda kalite kontrolü, toplam kalite kontrolü, kalite güvencesi ile kalitenin sürekli iyileştirilmesi basamaklarını tırmanmıştır. Günümüzde gelinen aşama, toplam kalite yönetimidir. Artık, kalite yönetimi ile yönetim kalitesi, bütünleşerek anılan unsurlar olmuştur, idarecinin yerini yöneticinin; dahası, “önder yönetici’nin aldığı yeni yaklaşım, (dış ve iç) müşteriye odaklanmaktadır. Anılan anlayış, yalnızca tepe yönetim ile sınırlı kalmamakta; orta kademedekileri ve cephedekileri de kapsamaktadır.
Toplam kalite yönetimi, ürünün (mal ve/veya hizmetin) kalitesinin ötesinde, bütün süreç düzgelerini (proseslere) ve tüm yapıtaşlarına (altyapı)da yansımaktadır. Bu uygulamaları felsefe, kurumdaki herkesin her konuda yönetici yaklaşımı sergilemesini gerektirmektedir. Özünde kaliteli insanın bulunduğu toplam kalite yönetimi, topyekün gelişmenin anahtarıdır. Böylece, kalitenin devamlı yükseltilmesi ile maliyetlerin düşürülmesi hedefleri eşzamanlı gerçekleşebilmektedir. Sözü edilen perspektifin ön koşulu, gerek bireysel, gerekse örgütsel değişimin gereğini kavramak ve bedelini göze almaktır.
KOBİ’ler, toplam kalite yönetimine geçiş bakımından – daha büyük ölçekli işletmelere kıyasla – belirli üstünlükler barındırmaktadır.
a) Yalın örgütsel yapılanma (ve işleyiş),
b) Yönetici – müşteri ilişkilerinin dokusu,
c) Kurum içi-dışı iletişim profili,
d) Motivasyon seçenekleri yelpazesi,
e) Dış çevreye tepki esnekliği,
f) Karar destek sistemleri verimliliği.
Buna karşılık, KOBİ’lerde toplam kalite yönetimine geçişi güçleştiren temel unsurlar arasında şunlar sayılabilir:
a) Profesyonel yönetim anlayışının benimsenmesinde-ki gecikmeler,
b) Kurumsallaşma doğrultusundaki çabaların sık sık kesintiye uğraması,
c) Vizyon ve misyon oluşumunda karşılaşılabilen güçlükler,
d) Kalite (sizlik) maliyetlerinin boyutlandırılmasında gündeme gelen sıkıntılar,
e) insan kaynaklarında ortaya çıkan kısıtlılıklardan ve devir hızından belirgin etkilenmeler,
f) Danışmanlık hizmetlerinin kullanım şansını sınırlandıran bünyesel etmenler.
KOBİ’lerde kalite yönetimi etkinlikleri sırasında unutulmaması gereken nokta, “tüp çorap” gibi tüm işletmelerde yüz güldürücü sonuç veren tek tip bir çözümün bulunmadığı gerçeğidir.
KOBİ’lerde Kalite; Sürekli gündemde kalması gerekli bir konu.
İsmail Üstel
ISO 9000 KALİTE GÜVENCE SİSTEMLERİ
Topyekün, toptan, hatta “toparlayan” da diyebileceğimiz toplam kalitenin insan ve ürün kalitesiyle birlikte üçüncü bileşenini oluşturan kalite sistemlerinin, en bilineni ve geniş uygulama alanı bulanı, ISO-9001 ve 9002’nin model olarak alındığı kalite yönetim sistemleridir, iki model arasındaki tek fark, birincisinde, tasarımında işletmenin faaliyet alanları arasında bulunmasıdır.
Bu türden bir tanım kapsamında oldukça yeni bir konu gibi gözükmesine rağmen, kalitenin sistematik yollardan güvence altına alınması aslında hemen her insanın günlük yaşamında yer etmiş durumdadır, işlerin ve randevuların not edildiği ajandalar, yemek tarifleri, alış-veriş listeleri, alışılan market ya da bakkal, ailenin ihtiyaç öncelikler, kişisel ilkeler, tatil planları ve rezervasyonlar, hep insanın, yaşamını daha kontrol altında tutmasını sağlayan ve kolaylaştıran doğal alışkanlıklardandır. Öte yandan, bu tür alışkanlıklar dahi , tıpkı basketbol oyununda kurulların sık sık yenilenmesi gibi, zaman içinde değişikliklere de uğrayabilmekte ve günün koşullarına uydurulmaya çalışılmaktadır. Özetle, belirli bir sistem kurmak ve oyunun gerektirdiği kuralları uygulamak insanın doğasına oldukça tanıdıktır, işte işletmelerin ISO-9000’e uygun bir model içinde iş yapmaları da bu yönde bir çabadır: Sistemli olabilmek ve dünya ticaret kurallarından geride kalmamak.
Böyle baktığımızda, kalite güvence modelleri, ya da ISO-9000’in, kaliteyi arttırmak gibi bir misyonu doğrudan üstlenmediklerini de görebiliriz. Amaç, en basit anlamda, varolan kaliteyi sürdürebilmektir. Böyle bir amacın, giderek kalitede iyileşmeye yönelik bir katılıma dönüşlüğü de sıklıkla izlenmektedir.
ISO-9001 ya da 9002’ye uygun bir kalite sistemi kurmayı planlayan işletme yöneticilerinin, öncelikle standardın metnini temin ederek okumalarını ve böylece firmalarının önünde nasıl bir sürecin bulunduğunu görmelerini şiddetle öneririz. Standardın Türkçe metni (TS-ISO 9001: 1994 versiyonu) Türk Standartları enstitüsü’nden edinilebilir. Modelin kurulması safhasında, yönetim ekibi içinden bir kişinin kalite sistemini oluşturmak üzere görevlendirilmesi de kaçınılmaz şartlardandır. Doğaldır ki, böyle bir görevi yürüten kişinin üzerinde, zamanının ve enerjisinin büyük bir bölümünü işgal eden başka iş yükü bulunmamalıdır, işletmelerin büyük çoğunluğu, en azından sistemin kuruluş safhasında, kalite ile ilgili işler için bir Kalite Güvence Ekibi de
oluşturabilmektedirler. Bu işlerin ana başlıklarını; kalite ile ilgili işler için bir Kalite Güvence Ekibi de oluşturabilmektedirler. Bu işlerin ana başlıklarını;
- Mevcut durumun analizi, varolan uygulamaların standarttan farkları ya da eksikliklerinin belirlenmesi,
- Görev ve sorumlulukların tanımlanması,
- Kalite politikası ve planlanmasının oluşturulması,
- Dokümantasyon ve kayıt sisteminin kurulup işletilmesi,
- Tasarım ve proseslerin kontrolü,
- Kalibrasyon ve bakımlar,
- işletmenin diğer işlevlerinin (satış, satınalma, depolama, servis gibi) kontrolü,
- İstatistik yöntemlerin uygulanması
- Gereken iç ve dış eğitimlerin planlanması,
- İç denetimler ve gözden geçirme faaliyetleri olarak sınıflandırabiliriz. Her türden işletmede, kalite
sistemi dokümantasyonu için bir bilgisayar desteğine ihtiyaç olduğunu da belirtmeden geçmeyelim.
Kurulan sistemlerin standarda uygunluğunun doğrulaması ise belgelendirme firmaları aracılığıyla
yapılmaktadır. Dünyanın her yerinde bu konudaki yaygın uygulama, belgelendirme için akredite edilmiş (özel surette yetkilendirilmiş) firmalarla çalışmak yöndedir. Türkiye’de bu türden belgelendirme yapan firmalar arasında BVQI, SGS, RVVTÜV, NQA sayılabilir. Bu firmaların denetimindeki belgeler, dünyanın birçok ülkesinde kabul gören belgelendirme faaliyetlerini sürdürmektedir. Bu konudaki tercih, tamamen, her iki tür belgelendirme sisteminin yarar ve zararlarını değerlendirebilecek olan işletmelerdedir.
Aykut Kazancı
İŞÇİ SAĞLIĞI VE İŞ GÜVENLİĞİ’NDE KALİTE YÖNETİMİ
Genel olarak bir işletmede kalite yönetimi ile ilgili işlemler başlatılırken aynı zamanda işçi sağlığı ve iş güvenliğinde kalite sorunu da gündeme getirilmelidir.
Çünkü üretimde kalite kavramı üretimde yer alan çalışanların sağlığı ve güvenliği ile doğrudan ilişkilidir.
Kalitedeki üretim veya üretimde kalite sağlıklı işçilerle hayata geçirilebilir.
Konuya bu açıdan baktığımızda işi ağlığı ve iş Güvenliği alanında Kalite Yönetiminin hedeflediği amacın genel işçi sağlığı ve iş güvenliği amacı ile aynı olması gerektiğini vurgulamak gereklidir.
Kalite Yönetimi belirtilen amaca ulaşmada önemli yöntemler ve araçlar sunuyor ve çalışanlar üzerindeki riskleri azaltmayı, iş performanslarını iyileştirmeyi planlıyor.
Şüphesiz kalite yönetimi konu ile ilgili ulusal yasa, tüzük ve yönetmeliklerin üzerinde bir yapı değil ve kalite yönetiminin hayata geçirilmesi yasal yükümlülüklerin ortadan kalkmasını önlemiyor. Ancak yasal yükümlülüklerin uygulanması ile ilgili önemli katkılar sağlıyor.
İşçi sağlığında kalite yönetimini şu başlıklar altında toplamak mümkündür
- İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği sisteminin kurulması, hedeflerin belirlenmesi ve mevcut durumun tespiti,
- Organizasyon
- Gereksinimler
- Kaynaklar
- Sorumluluk paylaşımı
- Danışmanlık hizmetleri
- Planlama ve uygulama,
- Risk değerlendirilmesi
- iş faaliyetlerinin sınıflandırılması
- Tehlikeleri tanımlama
- Risk analizi
- Riskin etkilerini belirleme
- Koruyucu önlem.
- iyileştirme ve kontrol.
- Mühendislik yöntemleri
- Koruyucular
- Eğitim
- Yapının gözden geçirilmesi ve değerlendirme.
- Kayıtların tutulması.
Rahatlıkla görülebileceği gibi işçi sağlığında kalite yönetimi bir dizi yapıları gerekli kılmakta ve en önemlisi insan ve ekonomik güce büyük oranda gereksinim duymaktadır.
Bu gereksinimler kuruluşların büyüklüğüne göre değişmektedir.
H.Haluk Orhun
BİRLİKTE KALİTE
TKY anlayışı çerçevesinde biraraya gelen ana sanayi-yan sanayi firmalarının finans, bilgi-teknoloji aktarımı, AR-GE çalışmaları, ürün geliştirme, tam zamanında üretim konularında yaptıkları ortak çalışmaların yararları açıktır.
ilgi alanımız olan konu ise “kalite”dir. Bu yazının devamında, “kalite sistemi” anlayış ve uygulamasının yan sanayide yaygınlaştırılması için içinde KOSGEB ve ana sanayinin de yer aldığı bir dizi öneri yapılacaktır.
ülkemizdeki ana sanayi-yan sanayi yapısına işletme büyüklükleri boyutunda baktığımızda (% 97 küçük ve orta boy işletme, % 3 büyük işletme) sınırlı sayıdaki büyük işletme, pek çok yerli, küçük ve orta boy sanayi işletmesini tedarikçi olarak kullanmaktadır.
Bir diğerinden ayırmaksızın bir sistem yapısı içinde ele alınması gereken büyük ve KOS işletmelerinin karşılıklı etkileşim içinde olmaları de doğaldır. Çok boyutlu bu etkileşimler içinde son yıllarda giderek öne çıkanı “kalite” boyutundaki etkileşimdir.
Tam ismi ile söyleyecek olursak gündemdeki konu, “ISO-9000 Kalite Yönetimi ve Kalite Güvencesi
Standartlarının büyük, orta ve küçük işletmelerde aldıkları danışmanlık desteği gibi kaynakları kullanarak, orta boy işletmelerin ana sanayi ile yakın ilişkide olanların (yan sanayi olabilmişlerin) ana sanayinin zorlanması ve desteği ile ve az sayıda da olsa danışmanlık kuruluşlarını (resmi ve özel) kullanarak kalite sistemlerini kurdukları görülmektedir. Ancak bu sayının çok sınırlı olduğu söylenmelidir.
Küçük işletmeler ise bu anlamda tam bir sahipsizlik içindedirler. Kalite kavramı, “klasik” anlamıyla da, günümüzdeki “Kalite Sistemi” anlamıyla da küçüklerin oldukça uzağındadır. Ustalığa ve buna bağlı olarak da kopyacılığa dayalı çalışma biçim ve anlayışları, ülkemizde küçük işletmelerin taşıdığı pek çok zaaf, bu konunun önündeki en önemli engellerdir.
Ancak bu yapılarıyla da ana sanayiler için yan sanayi olma işlevini sürdürüyor olmaları, son ürüne kalitesizliğin ve yüksek maliyetin sızmasının önlenmesi için çağdaş kalite kavramı ve bilincinin ivedilikle “küçüklere” de taşınmasını ve yaygınlaştırılmasını zorunlu kılmaktadır.”
Öneriler
KOSGEB’in ülke düzeyine yayılmış olan ve doğrudan KOS işletmelerinin yoğunlaştığı alanlarda kurulu bulunan Danışmanlık ve Kalite Geliştirme Merkezleri ile Sanayi Eğitim Merkezleri, KOS işletmelerine hızla ulaşmakta önemli bir işleve sahiptirler.
KOSGEB’in çalışma biçimi, dışardan danışmanlık hizmeti almaya da çok uygundur. Kalite konusunun giderek artan önemine uygun olarak konu ile ilgilenen danışmanlık kuruluşlarının sayısı da artmaktadır. Ülkemizde azımsanmayacak sayıda kişide (üniversiteler ve üretim birimlerinde) kalite konusunda yeterli düzeyde bilgi birikimi oluşmuştur. Bu uzmanların büyük bir bölümünün doğrudan ana sanayideki uygulamalar içinde yer alması değerlendirilmesi gereken önemli bir birikimdir.
KOSGEB bu kaynaklardan danışmanlık hizmeti satın alma yöntemi ile kalite sistemlerinin KOS işletmelerinde yaygınlaşmasını sağlayabilir. (KOSGEB bu hizmeti 1995 yılından beri vermektedir.)
Giderek artan sayıda ana sanayi kuruluşunda, ISO-9000 Standartlarına veya ilişkide oldukları yabancı kuruluşların kalite sistemlerine uygun çalışmalar yapılmakta ve belge alınmaktadır.
Bu kuruluşların sahip oldukları parasal, yönetsel ve yapısal üstünlükler kalite sistemi kurulmasında önemli kolaylıklar sağlamaktadır.
Konuya uzun erimli bakabilen bu kuruluşlarda paylaşılmaya hazır ve uygulama deneyiminden geçmiş kalite birikimi oluşmuştur.
Bu birikimin KOS işletmelerine aktarılabilmesi durumunda bir kalite sıçramasının yaşanacağı açıktır. “KOS işletmelerinin sayıca çokluğu düşünülür ise, kalite sistemlerinin buralara yaygınlaştırılmasındaki güçlükler açığa çıkar.
Bu noktada kalite sistemlerini kurmuş ana sanayi kuruluşlarının tedarikçilerine (yan sanayisine) karşı sorumlu olduğu düşünülmektedir. Bu, dışarıdan “kalitesizliğin” sızmasına karşıda en gerçekçi çözümdür.”
Bu amaçla, kalite sistemini kurmuş ana sanayi kuruluşlarının sahip olduğu “sistem”, donanım ve kalite konusunda yetişmiş insan gücü olanaklarının KOS işletmelerinin kullanımına açılması/KOS işletmelerine aktarılması düşünülmelidir. Özellikle yetişkin elemanların, kalite bilincinin yaygınlaştırılmasında tanıtım/eğitim etkinliklerinde yer almalarının katkısı ve yararı büyük olacaktır.
Ayrıca ölçme, analiz ve kalibrasyon olanaklarından yararlanmakta bir diğer çalışma konusu olabilir. Bu çalışmalara KOSGEB’in katkısı eşgüdümleyici olmanın yanı sıra parasal destek biçiminde de olabilir.
Bir diğer önerinin biraz hayalci görülse de tartışılmasında yarar görmekteyiz. “Ana sanayi kuruluşları, çalıştıkları tedarikçilere haftada birkaç saat kendi mühendislerini göndererek onların kalite sistemlerini kurmalarını sağlayabilirler.” Bunun sonucunda, büyük işletmenin giriş kalite kontrolünü kaldırarak sağlayacağı yararı sanırız bu önerinin en azından düşünülmesini sağlayacaktır.”
Sonuç
Bu yazıda, Toplam Kalite Yöntemi anlayışı kapsamında önerilen görüşler, kaliteden beklenen ve olması gereken yararların kişi, firma ve ulus düzeyinde kısa sürede alınabilmesi için “Kalite için Sosyal Bir Çerçeveye”ye oturtulmaya çalışılmıştır.
Kalite anlayış ve uygulamalarının yoğunlaştığı her kişi ve yerden, bu değerli kaynağın biran önce en yakın çevreye aktarılabilmesi için, 1. Ulusal Kalite Kongresi’ne katılan Prof. Dr. Sasaki’nin sözlerini kulak verelim,
Kalite İçin Entegre Bir Çevreye Olarak Toplam Kalite Yöntemi:
“…. bir şirketin ürün kalitesi, şirketin içinde ve dışında olan bağlantılarının koordinasyonu ile sağlanabilir.
Başka bir deyişle, ürünün kalitesini artırmak istiyorsak, bağlantıların kalitesini geliştirmek zorundayız.
Geliştirme usûlleri sadece şirket ile sınırlandırılmamak bir sosyal değer olarak
bağlantı ağıra da yansıtılmalıdır. Bu nedenle şirketlerin bireysel olarak geliştirdikleri kalite geliştirme usûllerinin karşılıklı olarak değiş-tokuş edilmesi organize bir biçimde olmalıdır. Toplam Kalite Yöntemi’ndeki “Toplam” sözcüğünün kapsamında olan sanayi, şirket ve toplum kavramlarının tümü dahil edilebilir.”
Müfit Akyos
KALİTE… KALİTE… KALİTE…
Napolyon’dan kalma ünlü “Para…Para…Para…” deyimini savaşı kazanmanın üç koşulu olarak anımsarız. Biz Küçük ve Orta Büyüklükteki işletmeler (KOBİ)’ler olarak ekonominin iç ve dış piyasa meydanlarında vereceğimiz savaşları kazanabilmek için “KALİTE…KALİTE…KALİTE” düsturuna sarılmak durumundayız.
Derneğimizin fikir atölyesinde gerçekleşen Fişek Enstitüsü tarafından organize edilen “KOBİ’lerde kalite yönetimi” panelinde sayın konuşmacılardan KALİTE konusunda değerli fikirler aldık., ufkumuz genişledi, hedeflerimiz netleşti.
“İnsanlar iyi şeylere layıktır” özdeyişinden yola çıkarak, iyi şeylerin ancak kalite olgusuna önem vererek gerçekleşeceği, üretilebileceği inancındayız. KOBİ’lerin kronik sorunu olan “tek adama endeksli olma” nedeni ile panelde görmeyi beklediğimiz pek çok sanayici arkadaşımızı göremedik. Oysa dış dünya pazarları ile burun buruna gelen KOBİ önderlerinin kalite üzerine söylenecek her söze, her öğüde gereksinmeleri vardır.
Zengin bilgi birikimine sahip panelistlerimizin kendi güzel üsluplarıyla anlattıkları gibi, “KALİTE; pahalı bir yolculuktur. Ancak kaliteyi önemsememek, benimsememek bedeli daha ağır olan bir yolculuktur.”
- Kalite bir yaşam biçimidir
- Kalite bir rekabet şartıdır
- Kalite bir serüvendir
- Kalite bir silah, bir takım çantasıdır..
Altını çizdiğimiz bu tanımlamaları beynimize kazımalıyız, gerekenleri de yaşantımızın her alanında uygulamalıyız. Toplam Kalite Yönetimi, Kurum Kültürü, Önder Yönetici, Yapı Taşları Kalitesi, Son Ürün Kalitesi ve benzeri tanımlar konusunda aydınlandığımız panel için Fişek Enstitüsü Vakfı Yöneticisi Doç. Dr. Gürhan Fişek’e çok teşekkür ediyoruz.
Panelde konuşmalardan aldığım bir paragraf KALİTE konusundaki en somut ifadeyi kapsıyor:
“Kalite belki de bir kutup yıldızı, yani bizzat kendisine hiçbir zaman dokunamayacağımız, ancak yönümüzü bulmada, rotamızı belirlemede vazgeçilmez bir unsur. Kalite bir serüven aslında, bir yolculuk, şuraya geldim artık oturabilirim, kaliteyi buldum, burası kalitenin terminalidir, buraya kadar, demenin şansının olmadığı bir yoluculuk. Her gelinen nokta, her gelinen aşama, her aşılan eşikte bir yenisinin, bir üst düzeyin gündeme geldiği bir serüven, bir yaşam biçimidir.”
Geleneksel rekabet dönemini sona erdirip, TAM ve AÇIK REKABET dediğimiz bugün gelinen piyasa meydanında zafer kazanmak, iç ve dış rakiplerimizi alt etmek için üç kez KALİTE diyoruz.
Mehmet Akyürek
İlk Yayın : “KOBİ’lerde Kalite Yönetimi” – Çalışma Ortamı Dergisi – Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Merkezi Vakfı Yayını, Kasım Aralık 1997, sayı 35-36.