İş Hekimliğinin Yapılabildiği Süre ve Grup İşyeri Hekimliği


“Çağdaş işçi sağlığı, işçilerin çalışma hayatını bütünü ile ele aldığından işyeri sağlık birimleri bu yönde çalışmalara önem verir ve bunlara etkili biçimde katılır.” (İşy.Hek.Yön.4/a)

1930 tarihli Genel Sağlığı Koruma Yasası’ndan (Umumi Hıfzıssıhha Kanunu) beri, iş hukuku tüzemiz, ısrarla, işçi sağlığı iş güvenliği (İşS-İşG) konusunda işyeri hekimini hareket noktası olarak seçmiştir. Yasanın bir başka ısrarı da, işçi sağlığı iş güvenliğinin, koruyucu hizmet olarak örgütlenmesidir.

O günden bu güne, hekimlerin ezici bir çoğunluğu bu işi “ek gelir” ve “yarı-zamanlı” bir iş olarak görmüşlerdir. “Mesleksel doyuma ulaşılacak bir araç” olarak algılanmamış olması ona geçici (ya da yasak savıcı) bir rol kazandırmıştır. Geçicilik, gerek işvereni için ve gerekse hekimi için, köklü değişimlere girişmekten alıkoyan bir olgudur; çünkü çalışma yaşamı, hizmet uygulamasında iniş-çıkışları hoş göremez. Öte yandan, bugün pratisyen hekimlerin TUS’a (tıpta uzmanlık sınavına) hazırlanmak için iş-süresinden ayırdıkları bölüm de, bu yarı-zamanlılığın bir başka yönünü oluşturmaktadır.

İşte işyerlerindeki sağlık hizmeti yoksunluğunun önde gelen nedenlerinden biri, -yasaya karşın- süre kısıtlılığıdır. Ülkemizdeki sağlık yoksunluklarının tümü için bu bakış açısı genellenebilir.

Varolan bu duruma karşın, İşyeri Hekimlerinin Çalışma Şartları ile Görev ve Yetkileri Hakkında Yönetmelik (İşy.Hek.Yön.), işyeri hekiminin, işçi başına ayda 15 dakika süre ayıracak biçimde işyerinde koruyucu hizmet vermesi gerektiğini belirtmiştir. Bu sürenin, “iş hekimliği” hizmetlerine ayrılan süre olarak algılanması gerekir. İş hekimliği hizmetleri dediğimiz zaman, çok-bilimli bir yaklaşımla, tıp, mühendislik ve sosyal bilim alanlarındaki insana dönük tüm eylemleri gözümüzün önüne getiriyoruz.

Gerçekten de İşy.Hek.Yön.’e baktığımızda, işyeri hekimine tüm bu dallarla ilgili görevlerin de verildiğini görmekteyiz. Örneğin, işyeri hekiminin tıbbi teknik görevleri üç başlık altında toplanmıştır:
A. İşyeri Hijyeni ve Güvenliği konularında inceleme ve araştırma
B. İşçi Uyumu
C. Sağlık Eğitimi.
Bu başlıklar altında “çalışma şartlarının değerlendirilmesine” de değinilmektedir (Madde 2-A.b): “ısı, gürültü, aydınlatma, havalandırma, iyonizan ve iyonizan olmayan ışınların, zehirli gazlar ve buharların, çözücülerin ve tozların etkilerini gereken hallerde ölçmelere başvurarak yeterli biçimde değerlendirilmesi”.

Henüz ülkemizdeki hekimlerin, tıp fakültesinde bile “iş hekimliği” alanında eğitilmediğini düşünürsek, mühendislik fakültelerinde öğretilmesi gereken fiziksel ve kimyasal etmenlerin zararlarıyla bunların ölçme tekniklerini bilmelerinin boş bir hayal olduğu ortaya çıkar.

O zaman, iş hekimliği hizmetinin verilebilmesi için, yukarıda tanımlanan farklı bilim dallarından gelen takım oyuncularının yanında, araç gereç donanımına, kütüphane-bilgisayar ve sürekli eğitim desteğine ve işçi-işveren desteğinin alınmasına gereksinme vardır. Yönetmeliğe konulmamış olmasına karşın, hizmeti gerektiği gibi verebilmek için, hekimle birlikte çalışacak mühendis, hemşire, sosyal görevli, psikolog vb ekip elemanlarının da harcadığı süreyi koruyucu hizmetlere eklemek gerekmektedir.

Dolayısıyla “işyeri hekimi”ne tanınan süre ile, “iş hekimliği”ne tanınan süreyi de birbirinden ayırmak gerekmektedir. Bir işyerinde yürütülen çalışmalarda, takım oyununa uyulup uyulmadığının üzerinde durulması, en az “işyeri hekimi”nin koruyucu hizmet verdiği sürenin üzerinde durulması kadar önemlidir. Ama bu alanda takım oyunu oynayabilecek ve farklı mesleklerden gelen insanların sayısı, ülkemizde, kendi meslek dallarında bir elin parmaklarını aşmamaktadır.

Yine önemli noktalardan biri, işçi sağlığı iş güvenliği ekibinin, yararlanabileceği araç-gereç desteğidir. Özellikle meslek hastalıklarının önlenmesi ve erken tanısı açısından önemli olan bir takım çevresel ve biyolojik ölçüm araçları bulunmadan, işyeri hekiminin de endüstri hijyenistinin de görevini gereğince yapmasına olanak yoktur. Ohalde bu donanım, “iş hekimliğinin yapılabildiği sürenin hesaplanması” yönünden önemlidir.

Bu alandaki gereklilikleri yaşama geçirmeye karar veren bir işyeri için, şunlar önemlidir: Yapılabilirlik, insangücü sınırlılıklarını aşmak, sürdürülebilirlik.

Bütün bu sorunları aşabilmenin tek yolu, bütünleşerek büyümeden geçmektedir. Tek bir işyerinin aşamayacağı, işçi sağlığı iş güvenliği sorunları, bir çok işyerinin, belirli bir “hizmeti” elde etmek ya da üretmek amacıyla birleşmesiyle aşılabilir.

İşyeri Hekimlerinin Çalışma Şartları ile Görev ve Yetkileri Hakkında Yönetmelik, bu konuda yol göstermektedir. “Elliden az işçi çalıştıran işyerleri ortak sağlık birimi kurabilir” derken, elli ve daha çok işçi çalıştıranlara hizmet birlikteliklerini yasaklamamıştır. Netekim, bazı holdinglerin, kendilerine bağlı işyerlerinin sağlık hizmetlerini “tek bir çatı” altında toplaması da bu görüşü doğrulamaktadır.

İvedilikle yaşam şunu dayatmaktadır: Bazı holdinglerin kullandığı, “ellliden fazla işçi çalıştıran işyerleri için de grup işyeri hekimliği” olanağının, sanayi sitelerinde de kullanılması ve hizmetin “iş hekimliğinin yapılabildiği süre”yi daha iyi kullanacak biçimde geliştirilmesi.

Bu noktada durup, “50’den çok ve 500’den az işçi çalıştıran” orta ölçekli işyerlerinde, iş hekimliği hizmetlerinin nasıl yürüdüğüne bir gözatalım:

  • İşyeri hekimleri, işyerinde tam süre kalmamakta, dolayısıyla bu görevli, büyük olasılıkla bir “ek görev” olarak yürütülmektedir.
  • “Asli görev”lerindeki değişiklikler onların işyerine ayırdıkları süreleri sınırladığı gibi, işten ayrılmalarına da neden olabilmektedir. Bu da “koruyucu hizmetler gibi düzen, kararlılık ve sürdürülebilirlik isteyen bir işte” çalışma disiplininin sağlanmasını güçleştirmektedir.
  • Kendilerini tam işlerine veremeyen ya da o iş için yeniden eğitilmeyi göze alamayan işyeri hekimleri, “bilinçsiz” işçi ve işverenlerden gelen baskılarla mücadele etmeyip, en iyi bildikleri şeye “tedavi hizmetlerini” yönelmektedirler. Böylece koruyucu hizmetler unutulmakta, yasa uyutulmaktadır.
  • İşyeri hekimi, “iş hekimliğinin yapılabildiği süre” kavramı yerine, “hekimin işyerinde bulunduğu süre” kavramını yaşatmaktadır. Bu süre de, yasalara harfi harfine uyulursa -ki büyük çoğunlukla bu görülmemektedir- günde yarım saat ile beş saat arasında değişmektedir.
  • Tek tek güçsüz olan orta ölçekli işyerleri, salt iş hijyeniyle ya da güvenliği ile uğraşacak mühendis çalıştıramamakta, “takım” kuramamaktadır.
  • Yine tek tek güçsüz olmaları nedeniyle, işyerleri, gürültü düzeyini ölçmek için “ses düzey ölçeri” ya da bunun zararını ölçmek için “odyometre” alamamakta; röntgen, kan ve idrar ölçümlerini yapacak araç gereçleri bulunduramamaktadırlar.
  • İşçi sağlık-güvenlik eğitimleri için, farklı bilim dallarından gelmiş ve kendini işçiye dinletebilen öğreticilerden yararlanamamaktadırlar.
  • Genel Sağlığı Koruma Yasası’nın (Um.Hıf.K) öngörmesine karşın, “… Büyük müessesatta veya kaza ihtimali çok işlerde tabip daimi olarak iş mahallerinde bulundurulur.” ilkesi yaşama geçirilememektedir.

Bütün bunlara karşın bizim önerdiğimiz, “grup”laşarak yararlanma modelinde, hem tam-süre çalışan bir “işçi sağlığı iş güvenliği takımı”na ve hem de teknik araç-gereç parkına kavuşulabilmektedir. Mesleksel doyum-gelişim olanakları ve yoğun iş temposu, bu sistemin sürdürülebilirliğinin de en önemli kanıtıdır.

Bu modelde, özellikle sanayi sitelerinde, birden fazla işyerinin biraraya gelerek kurduğu “ortak sağlık birimleri”nde, “grup iş hekimliği” hizmeti verilecektir. Diğer bir deyimle, gruplaşan işyerleri, çok-bilimli hizmeti üretecek bir odak ile anlaşacak ya da böyle bir odak ortaya çıkaracaklardır.

Yasa ve yönetmeliklere uygunluğun koşulu, koruyucu hekimlik hizmetlerinin yerine getirilmesi; bu hizmeti veren bir hekime düşen toplam işçi sayısının 1000’ı geçmememesi (iki hekime 2000, üç hekime 3000 …) ; iş hekimlerinin tam-süre çalışmasıdır.

Ülkemizde bu alanda gelişme, hekimlere ek “maaş” olanağı bulmaktan değil, “iş” olanağı bulmaktan ve zenginleşen bu ortamda, olanakları “farklı meslek grupları ile paylaşmaktan” geçmektedir.

Bu sağlanabildiği ölçüde, konuyla ilgili kamu kuruluşları, özel kuruluşları ve toplum örgütleri arasındaki ilişkilerde de, tabuların kalkacağı, olumlulukların gelişeceği ve zenginliklerin artacağı akıldan uzak tutulmamalıdır. Bu kontrol noktalarındaki kişilerin, kendi çevrelerine ördükleri duvarları aşabilmenin yolu da, konuyla ilgilenen, grup çalışmasına yatkın ve somut üretimde bulunanların sayısını ve dayanışmasını geliştirmektir.

FİŞEK
SAĞLIK HİZMETLERİ VE ARAŞTIRMA
——————–ENSTİTÜSÜ

-21.08.1997

Değerli İşyeri Hekimi arkadaşımız,

Mektubumuzla birlikte size Enstitümüzü tanıtan iki yazı ve bir dergi gönderiyoruz. İş hekimliği alanında kalıcı sonuçlar alma çabalarımızı birlikte sürdürebileceğimizi düşünüyoruz. İçinde bulunduğumuz ortamda, işyeri hekimi olarak ayakta durabilmenin ve saygınlığımızı geliştirebilmenin koşulunun da “dayanışmamızdan” ve “imece” çalışmalarından geçtiğine inanıyoruz.
Sorunlarımızı ve çalıştığımız işyeri büyüklüğünün özel durumunu ortaya koyabilmek amacıyla bir anket düzenledik. Eğer onu yanıtlarsanız, hem bizle bağ kurmuş ve hem de dergimizde yayınlamayı düşündüğümüz bu çalışmaya katkıda bulunmuş olursunuz.
Şimdiden her şey için teşekkür eder, çalışmalarınızda başarılar, sağlık ve esenlikler dileriz.

Doç.Dr.A.Gürhan Fişek
Enstitü Yöneticisi

Konu:

Orta Ölçekli İşletmelerdeki İşyeri Hekimlerine Yönelik
Anket

Amaç:

Bugünkü durumda “İş hekimliğinin yapılabildiği süre”nin ölçülmesi ve bu “süre”nin geliştirilmesine ilişkin önerilerin saptanması

Yöntem:

50-500 işçi çalıştıran işyerlerinin işyeri hekimlerine
gönderilen anket formlarını, hekimlerin yanıtlaması beklenmiştir.
Ççıkan sonuçlar, yanıtlayanlara duyurulacak ve
eğer istenirse bir “tanışma” toplantısı düzenlenebilecektir.
Bu soruşturma,
Ankara-Sincan, İstanbul-Yenibosna, Denizli ve İzmir’de
uygulanmaktadır.


ANKARA .O : 100.Yıl Bulvarı No.8 Ostim Tel ve Faks : 0312. 3542473
.S : Göktürk Cad. No.13 Sincan Organize Sanayi Bölgesi Tel: 0312.2670022
İSTANBUL : Yenibosna Doğu Sanayi Sitesi Bahçelievler Tel: 0212.6521130
DENİZLİ : Saltak M.Şehit Şükrü Sokak Çavuşlar apt.31 Tel: 0258.2416289 – 2640016
İZMİR : 136.Sokak No.14 AYKÜSAN – Işıkkent Tel: 0232.4360023 – 0532.2746608


SORULAR

  1. Adınız Soyadınız
  2. Mezun olduğunuz tıp fakültesi ve tarihi:
  3. İlk işyeri hekimi olarak göreve başladığınız tarih:
  4. Bu işyerinde işyeri hekimi olarak göreve başladığınız tarih:
  5. Bu görevinizden başka göreviniz varsa, yeri :
  6. Bu işyerinde kalabildiğiniz haftalık süre:
  7. Bu işyerinde hasta tedavisine ayırdığınız haftalık süre:
  8. Görevinizi yaparken size yardımcı olan görevliler ve meslekleri:
  9. Görevinizi yaparken size yardımcı olan araç-gereç vb teknik donanımlar:
  10. İşinizden doyum sağladığınız söylenebilir mi?
  11. Bu duygunuzu başkalarıyla paylaşma yönünde bir girişiminiz oldu mu?
    Nasıl? Sonuç?
  12. Çalıştığınız şirket veya şirketler grubunun dışındaki, işyeri hekimleri ile bir temasınız var mı? Sayısı:
  13. Sizce, bu işyerinde vermekte olduğunuz hizmetin geliştirilmeye ihtiyacı var mı? Varsa ihtiyacı tanımlar mısınız?
  14. Bizlerle buluşmak, sorunları tartışmak ve eldeki olanakları paylaşmak ister misiniz? Yanıtınız olumluysa, iletişim adresiniz ve telefonunuz.
  15. Eğer katılmak isterseniz, 2-3 saat süreli bir toplantı için, hangi gün ve hangi saat sizin için daha uygun olur ? Katılma olanağınız bulunduğu kesinleşmiş tarihler var mı?
  16. Çalışma Ortamı dergisini ve Enstitümüzün etkinliklerini izlemek ister misiniz?

İlginiz için teşekkürlerimizle.

İlk Yayın : “İş Hekimliğinin Yapılabildiği Süre ve Grup İşyeri Hekimliği” – Çalışma Ortamı Dergisi – Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Merkezi Vakfı Yayını, Kasım-Aralık 1997, Sayı 35-36.