Güvenlik Kültürü : İş Arkadaşının Güvenliğinden Sen Sorumlusun

“Ötekini düşünmek”… Toplumlar halinde yaşamayan başlayan insanlar, ancak birbirlerini tamamlayarak varolmuşlardır. “Hiçbir insan eksiksiz” değildir derler. Demek ki, tek başına varolmakta güçlük çeken insan, bir başkasının desteği ile ayakta durmaktadır. Zaten insanların toplumlar halinde yaşamaya başlamasının nedeni de budur. Sanki öyle değilmişcesine, “ötekini düşünmemek”, toplumumuzda en sık rastlanan davranış kalıplarından biridir.

Toplumumuzda en sık rastlanan davranış kalıplarından bir başkası da, “öteki ne der?!”dir. Yukarıda söylediğimiz davranış kalıbı ile çelişse de, insanımızın en çok korktuğu şeylerden biri, bir başkasının ne diyeceğidir. “Adın çıkacağına canın çıksın”, “Dile düşeceğine … düş”, bu düşüncenin anlatımlarıdır. “Ötekini bu denli önemsemek”, bir çok yan etkiye yol açmaktadır. En başta bu yaklaşım gelenekselliğe sık sıkı sahip çıkarak, gelişmenin önündeki en büyük engeli oluşturmaktadır.

“Öteki ne der?!”in oluşturacağı baskı, insanları eylemsizliğe (pasifliğe) ittiği gibi, düşünmesinin de önünde çok büyük bir engel oluşturur. Düşünmeyen ve sorgulamayan birey, yanlızca kendisi için değil, yakın çevresi için de tehlikeli olur. Attığı adımın nereye varacağını, göstermediği tepkinin kendisine nasıl geri döneceğini aklına bile getirmez. Sözgelimi, arkadaşlarının alaylarından korkarak, güvenlik kurallarına uymamak (Yaya da olsa kırmızı ışıkta geçmemek) gibi.

Ne büyük çelişki ?! Bir yanda “ötekini düşünmemek”, bir yanda “öteki ne der?!” kaygısı… Toplumun tüm sorunlarına sinen bu çelişki, elbette iş sağlığı güvenliği alanında da ciddi bir ayakbağıdır. Bunu aşmanın yolu da, yukarıdaki çelişkiyi tersine çevirmektir. Yani öteki ne der diye yenilikçilikten, atılımcılıktan caymamak ; hemen yanıbaşında çalışan arkadaşının sağlık – güvenliğinden de sanki kendisininkiymiş gibi sorumluluk duyma.

Böylece, işyerlerinde bugüne kadar hiç görmediğimiz bir tablo ortaya çıkacak. Durmadan birbirini uyaran, kişisel koruyucusunu takmayana onu hatırlatan; soğukta sobayı bir an önce yakabilmek için önce benzin dökene, “aman dur, yanarsın” diyen; inşaatlarda yükseklere çıkan arkadaşının arkasından koşup emniyet kemerini yetiştiren; “haydi çabuk, haydi daha fazla” diyene “dur” diyebilen; yaşamsal tehlike dolayısıyla işi yapmama hakkını kullanan arkadaşının yanında duran işçilerle karşılaşacağız.

Bugün sana, yarın bana… Topluluklar halinde yaşamayı seçtiğimize göre, bu davranış kalıbını da canla başla benimsemeliyiz.

Toplumların, ilerlemesinde öncü davranışlar ve kişiler rol oynar. Başlangıçta “aykırı” olan ya da “radikal” diye nitelenen bu kişi – davranışlar, daha sonraki yıllarda, toplumca benimsenir. Böylece toplum bir üst düzeyde kendisini yeniden örgütler.

İlk Yayın : “Güvenlik Kültürü : İş Arkadaşının Güvenliğinden Sen Sorumlusun” – Çalışma Ortamı Dergisi – Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim Eylem Merkezi Vakfı Yayını, Ocak Şubat 2008, Sayı 96.