Bir Amblemden Bu Kadar Korkulur Mu?!

Kitap Tanıtımı

Vakfımız yeni bir dizi kitabın yayınına başladı. Cumhuriyetin Anıt Kurumları dizisinde, Cumhuriyeti Kuranların düşlerini yeniden yaşayacaksınız. Ve ne yazıkki, bu kurumların nasıl tarih sayfalarına gömüldüklerine tanık olacaksınız.

Çocuk Esirgeme Kurumu bunlardan biri… Araştırmacı Hakan Acar, bize 1921’de kuruluşundan, 1981’de Milli Güvenlik Konseyi’nin 51 numaralı tebliği ile sivil toplum örgütü niteliğini yitirmesine kadar “çocuk refah politikası”na vurduğu damgayı anlatıyor. O tarihten sonra da, Türkiye’de bir çocuk refah politikası zaten olmadı.

Çocuk Esirgeme Kurumu’ndan hala korkuluyor. Hala onun attığı dev adımların çapını yakalayacak adımlar atılmadı.

Toplum, kendi örgütü olarak gördüğü, yönetimine katıldığı, hizmetlerini yakından tanıdığı bu örgüte sahip çıktı. Kurum, çok kısa bir zamanda, inanılması güç bir mal varlığına ulaştı. Bununla denk sayılabilecek büyük hizmetler verdi. Hala toplum, SEHÇK’in yaptığı çalışmalar, o eski zamanlardaki sivil toplum örgütü tarafından yapılıyor sanıyor. Ama ne yazıkki, bugün aradan geçen 25 yıldan sonra, hala o çapa erişilemedi; kısır ve toplumdan kopuk bir yol tutturuldu.

Ama 1981’de bu yolu çizenler, bunun böyle olacağını biliyorlardı. Bu yolun bir çıkmaz olduğunu biliyorlardı ve toplumun oynadıkları oyunu farkedeceğinden korkuyorlardı.
O kadar ki, Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu’nu devletleştirirken, yasaya özel madde koydular.

24 Mayıs 1983 tarihinde kabul edilen 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Yasası’nın 33. Maddesi, “Kurum, temel amaç ve görevlerine uygun olarak varlığı sona eren Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumunun sembolü de dikkate alınarak sembolize edilir”, Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumunun sembolü hiçbir Kurum ve kuruluş tarafından kullanılamaz ve iktibas edilemez” demektedir. (Hakan Acar, 2005 s.78)

Bu sembol, konusuna dokunmak istiyoruz. Neden böyle bir maddeye gerek duyulmuştur.

12 Eylul Yönetiminin, Cumhuriyetin Anıt Kurumları arasında yer alan Türk Dil Kurumu (TDK), Türk Tarihi Kurumu (TTK) ve Halkevlerine karşı ortaya koyduğu hukuk dışı tavrın aynısını Çocuk Esirgeme Kurumu (ÇEK) da yaşamıştır. TDK, TTK ve ÇEK birer sivil toplum kuruluşuydu; devletten bağımsızdı. Atatürk’ün T.İş Bankası ‘ndaki hisse gelirleri, TDK ve TTK’nın devletten parasal yardım beklememesi için yetiyordu. Aynı şekilde, 1921 yılından beri yurt içindeki ve yurt dışındaki Türklerin ÇEK’nun yaşaması ve gelişmesi için yaptıkları bağışlar ve yapılan yatırımlar, devlet bütçesinden aldığı simgesel küçük yardımlar kesildiğinde de ÇEK’in o dev yapısını sürdürmesine olanak vermişti. Onun için Cumhuriyetin Anıt Kurumları olarak andığımız bu kurumlar, halkın gönlüne taht kurmuş ve onun tarafından yüceltilmişti. Hele Çocuk Esirgeme Kurumu… Okumuş okumamış; çocuğu olan olmayan; yüreğinde biraz vicdan olan herkesin sahiplendiği ve yücelttiği bir kurumdu.

Özelleştirme söyleminin şampiyonu 12 Eylul Yönetimi, hem bu kurumları devletleştirdi ve hem de tüm mal varlıklarını devlet hazinesine kattı. Ne hakla?! Hakkın ve hukukun yeniden yazıldığı bir dönem yaşandı; hala bu haklar, hak sahibi olan topluma verilmedi. Ama şimdi de Avrupa demokrasisinin şampiyonları iktidarda. Nedense, bu yönde hiç bir şey yapmıyorlar.

12 Eylül Yönetimi hem Çocuk Esirgeme Kurumu’nu devletleştirdi; hem onu karaladı. Yetersiz ve yolsuzluk batağında göstermeye çalıştı. Ama yeni oluşturduğu devlet kurumunun, onun amblemini anımsatmasını istedi. Ay 45 derece ters döndürüldü ve bir dairenin içine hapsedildi. Bugün bile toplum “Sosyal Hizmetler” ekini söylemiyor; doğrudan Çocuk Esirgeme Kurumu diyor. Gençler, onun Kurtuluş Savaşı’nın en acılı günlerinde yoktan varedilen Kurum olduğunu sanıyor.

12 Eylül Yönetimi, bu sanrıyı desteklemek için akıl almaz bir yönteme başvurdu. Kapatılan Çocuk Esirgeme Kurumu’nun ambleminin bir daha görülmemek üzere tarih sayfalarına gömülmesini emretti. Yasaya göre, Çocuk Esirgeme Kurumu’nun amblemini kimse kullanamaz ve “iktibas” edemez. Aradan 25 yıl geçti, bu amblemi anımsayan var mı? Ne yazıkki biz de size anımsatamayacağız, çünkü yasak.

Bu ne korku?! Bu ne yanıltmaca?!

Hakan Acar’a bu korku ve yanıltmacaya ışık tuttuğu ve bizlere “çocuk refah politikasının” o canlı ve şanlı sayfalarını gün ışığına çıkardığı için teşekkür ediyoruz. Sizleri, Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim ve Eylem Merkezi Yayınları arasında yer alan “Cumhuriyetin Çocuk Refah Politikasını Yapılandıran Bir Sivil Toplum Örgütü : Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu (1921-1981)” kitabını okumaya çağırıyoruz.

İlk Yayın : “Bir Amblemden Bu Kadar Korkulur mu?” – Çalışma Ortamı Dergisi – Fişek Enstitüsü Çalışan Çocuklar Bilim Eylem Merkezi Vakfı Yayını, Kasım Aralık 2005, Sayı 83.