Çocukların Çalışma Yaşamına Erken Yaşta Katılmaları İnsan Haklarına Aykırıdır

Çocukların çalışma yaşamına erken yaşta katılmaları insan haklarına aykırıdır. Neden ?

  1. Çocukluklarını yaşamalıdırlar
  2. Çalışma yaşamında, yetişkinliklerle birlikte çalışmaya başlamaları, onların, küçük yaşta yetişkin rolünü üstlenmeye başlamalarına yol açmaktadır. Küçük yaramazlıklara, sorumsuzluklara, şımarmaya, oyun oynamaya ve okuyan yaşıtlarıyla arkadaşlıklar kurmalarına olanak tanınmamaktadır.
  3. Uzayan çalışma süreleri, onları yormakta ve düşünmelerine, kendilerini geliştirecek çeşitli etkinliklere katılmalarına olanak vermemektedir.
  4. Çocukların erken yaşta çalışma yaşamına atılmaları, örgün öğrenimlerini de erken yaşta kesmelerine ve dolayısıyla da bir “meslek eğitimi” değil, “beceri” eğitimi almalarına neden olmaktadır.
  5. Çocuklar çalışma yaşamında ağır ve tehlikeli işlerin yanında, kendilerinden büyüklerce kötü davranışlara ve tacize de uğrayabilmektedirler.
  6. Toplumsal mekanizmaların, çocukların kendi haklarını koruyacak ve haksızlıklara direnecek yaşa gelene değin, ailelerince korunacaklarını varsaymıştır. Ama çalışma yaşamına atılındığında, aileler ya kayıtsız kalmakta, ya da bu denetimi sağlayacak olanaklarla donanmamış olmaktadırlar. Sözgelimi, işyerindeki hangi kimyasal maddelerin çocukları için tehlikeli ve zararlı olduğunu; bunlara karşı alınması gerekli önlemlerden hangilerinin alınmamış olduğunu bilmemektedirler.
  7. Çocuk çalıştıran işyerleri genellikle, çalışma koşulları bakımından göreceli olarak çocuk çalıştırmayanlardan daha kötü koşullarda olan işyerleridir. Bu da iş kazası ve meslek hastalıklarına uğrama riskini arttırmaktadır.

Çocukların erken yaşta çalışmaya başlamalarına
toplumsal gereksinmeler yol açmaktadır. Bu olgunun, önüne geçilebilmesi için de bu toplumsal gereksinmelerin ortadan kaldırılması gerekir. Nedir bu toplumsal gereksinmeler

  1. Ülkemizde iş bulma garantili meslek eğitimi olanakları örgün eğitim kurumlarında değil, çıraklık vb iş başı eğitimlerinin alınabildiği işyerlerinde verilmektedir. Çocukların çalışma yaşamına atılmasında, meslek öğrenme kaygısı % 30’lardadır.
  2. Çocukların okulu çeşitli nedenlerle bırakmaları durumunda (okumaktan hoşlanmama, ailesinin okul giderlerini karşılayamaması, okulda başarısızlık vb) çocuklar başıboş kalmaktadır. Başıboş kalan çocukların yöneleceği sokaklar , sokak çeteleri vs aile için önemli bir kaygı oluşturmaktadır. Bu durumda da çocuğun çalışma yaşamına yöneltilmesi , aile için en uygun çözüm olarak görülmektedir. Aileler çocukların ekonomik katkısına gereksinme duymaktadır. Bu gereksinme, belli bir yaşam düzeyini tutturabilmek ya da sürdürebilmek için gereklidir. O yaşam çocuğun da yaşamıdır.
  3. Çalışmak ve ailesine gelirinin (giderek azalsa da) büyük bölümünü vermek, çocuğun kendi istekleri doğrultusunda para harcayabilmesine olanak vermektedir.
  4. Evinde yeterli ve dengeli beslenme olanağı bulamayan çocuk, işyerinin toplu beslenme olanaklarından ya da aldığı parayı kullanarak beslenme olanağını bulmaktadır.
  5. Gözlemleriyle, sezgileriyle ve kurduğu ilişkilerle (erken yaşta da olsa) geleceğini kurmaya başlamaktadır.

Bu çocuklar için ne yapmalıdır?

Bu çocuklar için yapılması gereken en önemli katkı, ailesinin yerini alacak yeni bir toplumsal mekanizmanın oluşturulmasıdır. Bu hiç kuşkusuz kamusal ağırlık taşıyan bir çalışmadır. Çünkü bunu finanse edecek toplumsal taban olan, ailesi, zaten yetersiz gelir diliminde yeralmaktadır.

Kamu dışı kaynaklarla, sözgelemi toplum örgütleriyle (NGO) yürütülecek bir etkinlik ise, hizmeti sürekli kılacak akçal kaynaklarını oluşturmalıdır. Bunun için başvurulacak başlıca kaynak, işveren katkılarıdır. İşverenlerin çalışma yaşamında çocukların korunması için yasal yükümlülükleri ile diğer işçileri nin korunması için yasal yükümlülükleri çakışmaktadır. O zaman bu yasal yükümlülükleri karşılayacak mekanizmaların kurulması ve çocukları da öncelikli grup olarak benimsemesi gerekir.

Vefa Hizmeti ve Yürüyen Klinik uygulamasında da yapılan budur. İşyerlerinin sağlık ve güvenlik koşulları bir yandan iyileştirilmeye çalışılırken öte yandan, çocuklara Çıraklık Eğitim Merkezleri ile küçük işyerlerinde sağlık hizmetinin ulaştırılmasına ve sosyal yönden de incelenmelerine çalışılmaktadır. Sosyal yönden incelemeler, “çalışan küçük kızlar”a ve “çalışan çocuklara, çocuk kimliklerinin yeniden kazandırılması”na yönelik yeni iki çalışmanın başlatılmasını getirmiştir.

Vefa Hizmeti ve Yürüyen Klinik Uygulamasında Çalışan Çocuklar İçin Neler Yapılmaktadır?

Çalışan çocuklara yönelik etkinlikler, üç odakta yürütülmektedir:

  1. Sanayide Sağlık Merkezi: Seçilen sanayi sitesinde, çocukların zorda kaldıklarında başvurabilecekleri yerleşik bir birimin bulunması gerekmektedir. Hemşirenin günboyu görev yaptığı, aynı zamanda kazaya uğrayan ya da hastalananlara ilk yardım vs hizmetlerin sunulduğu bu birim, aynı zamanda “Sergievi”nin kurulduğu yerdir.
  2. Çıraklık Eğitim Merkezinde Yürütülen Çalışmalar: Çıraklık Eğitim Merkezi’ndeki birinci sınıf öğrencilerini hedefleyen bu çalışma, çocukları sağlık yönünden kontroldan geçirmenin ötesinde, sosyal boyutlarıyla onları kavrama, hemşirelik hizmetlerini ve “Sanayide Sağlık Merkezi”ni onlara tanıtmayı, işçi sağlığı iş güvenliği konusunda eğitimlerine katkıda bulunmayı hedeflemektedir.
  3. Küçük İşyerlerinde Yürütülen Çalışmalar: Küçük ölçekli işyerleri, çocukların ağırlıklı olarak çalıştıkları işyerleridir. Yaptığımız araştırmalar, çocukların daha çok 15 ve daha az işçi çalıştıran işyerlerinde kümelendiğini; bunların çalışma koşullarının göreceli olarak kötü olduğunu ortaya koymuştur. Bu işyerlerinde, ister çocuk olsun ister yetişkin olsun, tüm işçiler, çalışmamızda sağlık incelemesinden geçirilmektedir. Bunun yanında, çalışma ortamının çeşitli ölçüm araçlarından da yararlanarak değerlendirilmesi yapılmakta; geliştirilme yollarıyla ilgili öneriler sunulmaktadır.
  4. Sergievi: Çalışma ortamının olumlu hale getirilebilmesinin koşullarından biri de, önlemlerin ve yararlanacak kişisel korunma araçlarının tanıtılması ve sunulmasıdır. Sergievi çalışması, hem tüm bu önlem ve koruyucuları, tüm çeşitleriyle gözler önüne sermekte; hem de yapılan işin gereklerine uygun koruyucunun , işverence elde edilebilmesini sağlamaktadır.